Yusufeli Barajı'nın maliyeti ne kadar ?

Ceren

New member
Yusufeli Barajı’nın Bedeli: Suların Altında Kalan Bir Hikâye

Bir forum akşamında, kahvemi yudumlarken klavyenin başına geçtim. Ekranın loş ışığında, “Yusufeli Barajı’nın maliyeti ne kadar?” başlıklı bir başlık dikkatimi çekti. Rakamlarla dolu cevaplar vardı ama kimse o maliyetin ardındaki hikâyeyi anlatmıyordu. Sadece beton, rakam, megavat... Oysa orada insanlar, anılar, yollar, hatta bir zamanlar yankılanan çocuk sesleri vardı. İşte o yüzden bu satırları yazmak istedim: çünkü Yusufeli’nin maliyeti sadece parasal bir hesap değil, bir toplumun dönüşüm hikâyesiydi.

---

Bir Köyün Altında Kalan Zaman

Ardahan’dan Yusufeli’ne doğru kıvrılan yollar, dağların arasından geçen bir sabır imtihanıdır. Kamyonlar, iş makineleri, mühendisler, öğretmenler, çiftçiler... Her biri aynı hedefe yürür: Türkiye’nin en yüksek barajını inşa etmek. Maliyeti 35 milyar lirayı aşan bu dev proje, yalnızca elektrik üretimiyle değil, 275 metreyi aşan yüksekliğiyle de bir mühendislik gururudur.

Ama o sabah, baraj gövdesine son beton döküldüğünde, gözyaşlarını saklayan biri vardı: Zeynep öğretmen. Onun okulu, sular altında kalacak köyün tepesindeydi. Çocuklarına “Bu su, bir gün size ışık olacak.” derken, içinde hem gurur hem burukluk vardı. Zeynep, insanları ikna etmekte ustaydı; empatisiyle herkesi dinler, köylülerin korkularını anlamaya çalışırdı.

Yanında ise proje mühendisi Emre vardı. Planlarıyla, çizimleriyle, stratejik bakışıyla tüm süreci yöneten bir akıl gibiydi. O, her detayı hesap eder, köy yollarını yeniden inşa etmek için milim milim haritalar çizerdi. Bir gün Zeynep’e dönüp şöyle dedi:

“Biz bu barajı suyla değil, insan hikâyeleriyle dolduruyoruz aslında.”

---

Erkeklerin Hesabı, Kadınların Hafızası

Yusufeli Barajı’nın maliyetini sadece bütçeler belirlemedi. Her evin, her ağacın, her mezarın bir fiyatı vardı. Devlet, yerinden edilen köylülere yeni evler, yeni yollar, yeni umutlar sundu. Ancak o değişim kolay değildi.

Köy kahvesinde yaşlılar “Bu kadar para dökülüyor ama bizim geçmişimiz nereye gidecek?” diye sorarken, gençler geleceğe umutla bakıyordu.

Erkekler çözüm üretmeye çalıştı: “Yeni köyde tarım alanı geniş, ticaret yolları açık.”

Kadınlar ise hatırlattı: “Ama komşuluk bağı para ile ölçülmez, yılların kokusu yeni evlere sinmez.”

O anda anladım, baraj sadece doğayı değil, duyguları da yeniden şekillendiriyordu. Erkeklerin stratejik planı ile kadınların empatik sesi birleştiğinde ortaya gerçek bir denge çıktı. Bu, sadece bir inşaat değil; bir kültürün yeniden doğuşuydu.

---

Tarihin Akışını Değiştiren Su

Yusufeli Barajı, Türkiye’nin enerji tarihinde bir dönüm noktasıydı. 2,5 milyar kilovatsaatlik enerji üretimiyle yüzbinlerce haneye elektrik sağlayacaktı. Ama tarih bize şunu öğretti: her büyük yapı, ardında sessiz bir bedel bırakır.

Bir akşamüstü, baraj gölünün kıyısında Emre ve Zeynep son kez birlikte yürüdü. Güneş suların üstünde kızıl bir ayna gibiydi.

“Zeynep,” dedi Emre, “bu göl, bir ülkenin geleceğini aydınlatacak.”

“Ve bir halkın geçmişini saklayacak,” diye yanıtladı Zeynep.

O an anladılar ki, ilerleme ile hatıra arasındaki dengeyi korumak, en zor mühendislikti.

---

Bir Forumun Sessiz Sorusu

Bir kullanıcı yazmıştı:

“Bu kadar paraya değer miydi sizce?”

Sorunun altında yüzlerce cevap vardı. Kimisi “ülke kalkındı” diyordu, kimisi “tarih gömüldü.” Ben de o gece yanıtımı yazdım:

“Değer mi bilmem, ama Yusufeli Barajı bize bir şeyi öğretti: Gelişmek, sadece büyümek değildir; geçmişle gelecek arasında köprü kurabilmektir.”

Yusufeli’nin yeni yerleşim alanında doğan çocuklar, artık barajın ışıkları altında büyüyor. Belki onların bilmediği şey, o ışıkların binlerce insanın yüreğinden süzüldüğüdür. Maliyeti hesaplanabilir, evet; ama bedeli hissedilerek anlaşılır.

---

Geleceğe Dair Sessiz Bir Mesaj

Yusufeli Barajı’nın resmi maliyeti 35 milyar TL civarındadır, fakat bu sadece hesap defterlerine yazılan kısmıdır. Asıl maliyet, taşınan hayatlar, kaybolan anılar ve yeniden kurulan umutlardır. Bugün Artvin’in dağlarında yankılanan sesler, artık suyun altından geliyor.

Belki bir gün barajın kıyısında durup şu soruyu sormalısınız:

“Bir ülkenin gelişimi, ne zaman bir anının yerini alır?”

Çünkü Yusufeli Barajı, sadece bir enerji projesi değil; aklın ve kalbin birlikte çalıştığı bir hikâyedir. Erkeklerin stratejisiyle kadınların sezgisi birleşince, sadece bir baraj değil, bir gelecek inşa edildi.

Ve o forumdaki tüm sessiz okuyucular gibi siz de belki düşünürsünüz:

Gerçek maliyet, para ile değil; hatırlamakla ölçülür.